Sen trenler gibi şehrin varoşlarından geçmişsin,
Gecikmeni anlıyorum.
Gece kondular görmüşün, gündüz göçmüşler.
Çatlak dudaklarının arasından betonlar, tükürmüşler.
Kaldırım taşlarının arasından bir yasemin,
Doğru yerde fakat yanlış zamanda çıktığına emin.
Sen, trenler gibi şehrin varoşlarından geçmişsin,
Gecikmeni anlıyorum.
Bana gelince, köşeden dönecektin, yapmadın.
Pencerelerime oysa ben karanlıklar koyuyorum.
Peşimsıra şeytanlar kovuyorum kapımdan.
Dilimde hep mutluluğa ramak tadı,
Hiçbir kuralı çiğnemeden yutmuyorum.
Beni görünce yüzünü dönecektin,
Allah’a sığınacaktın, yapmadın.
Bir daha eski tanrılara tapmadın.
Anlıyorum.
Şimdi korku kadar faydam yok ecele.
Kime ne türkü söylesem, yakıyorum.
Kalbimi boş kovalar gibi kuyulara salıyorum.
Güvercinler tutuyorum,
Hep bir uçtu uçacak korkusu,
Güneşi batarken selamlamaktan,
Gölgemizi eskittik doğrusu.
Göz kapaklarını üstüme örtmeden uyuyamıyorum,
Uyuyamıyorum.
Bana güzel bir bahçe bul,
Işık alsın, su getir.
Toprak olmadan yapamıyorum.
On gece hayalini kuruyor,
Bir gece rüyasını görüyorum,
Bitene kadar yanımda dur.
Sonra çiçekler ve ellerimi uzatıyorum.
Benim için uyanmak budur.